Önceki Ayet Sonraki Ayet  
18. Sûre Kehf/104

 الَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا

  Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : onlar
dalle : saptı (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla oldu)
sa’yu-hum : onların çalışmaları, amelleri
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
ve hum : ve onlar
yahsebûne : zannediyorlar
enne-hum : olduğunu
yuhsinûne : güzel davranıyorlar, güzel ameller yapıyorlar
sun’an : işleyerek, yaparak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (103-104) (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlardır en fazla ziyan edenler ki dünyâ yaşayışında bütün çalışmaları boşa gider, halbuki onlar, gerçekten de kendilerinin iyilik ettiklerini, iyi işlerde bulunduklarını sanırlardı.

 Abdullah Parlıyan = Bunlar iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.

 Adem Uğur = (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.

 Ahmed Hulusi = Onlar ki, dünya hayatında tüm çalışmaları boşa giden kimselerdir. . . Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı!

 Ahmet Tekin = Bunlar, hayırlı işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları, emekleri boşa giden kimselerdir.

 Ahmet Varol = Onlar, dünya hayatında(ki) bütün çabaları boşa gittiği halde kendilerinin iyi iş yaptıklarını sanırlar.

 Ali Bulaç = "Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar."

 Ali Fikri Yavuz = Onlar, o kimselerdir ki, dünya hayatında yaptıkları çalışmalar boşuna gitmiştir; halbuki güzel bir iş yaptıklarını sanıyorlardı.

 Ali Ünal = “Onlar, (dünya hayatını yegâne hayat edinen ve) dünya hayatındaki bütün çalışmaları, (özellikle âhiretleri hesabına) boşa giden, fakat buna rağmen güzel işler yaptıklarını zannedenlerdir.”

 Bayraktar Bayraklı = Onlar, iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.

 Bekir Sadak = Dunya hayatinda, calismalari bosa gitmistir, oysa onlar guzel is yaptiklarini saniyorlardi.

 Celal Yıldırım = Onlar ki Dünya hayatında inkârlarından dolayı işleri boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel-yararlı İş yaptıklarını sanıyorlar.

 Cemal Külünkoğlu = (103-104) De ki: “Size, yaptıklarında en büyük kayba uğrayan kimseleri haber vereyim mi? Onlar; iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.”

 Diyanet İşleri (eski) = Dünya hayatında, çalışmaları boşa gitmiştir, oysa onlar güzel iş yaptıklarını sanıyorlardı.

 Diyanet Vakfi = (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.

 Edip Yüksel = 'Onlar, iyi iş yaptıklarını zannettikleri halde dünyadaki çabaları boşa çıkanlardır.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar ki Dünya hayatta saiyleri boşa gitmektedir de kendilerini zannederler: ki cidden güzel san'at yapıyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kendilerinin gerçekten güzel sanat yaptıklarını sandıklan halde dünya hayatında çabaları boşa gitmiş olanları.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.

 Gültekin Onan = "Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar."

 Harun Yıldırım = (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.

 Hasan Basri Çantay = (103-104) De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»?

 Hayrat Neşriyat = Onlar dünya hayâtındaki çalışmaları boşa giden, fakat gerçekten kendilerini güzel bir iş yapıyor sananlardır.

 İbni Kesir = Onlar ki; güzel iş yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çalışmaları boşa gitmiştir.

 Kadri Çelik = “Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.”

 Muhammed Esed = "Bunlar, güzel işler yaptıklarını zannettikleri halde, dünya hayatının peşinde tüm çaba ve koşuşturmaları eğri ve çarpık olan kimseler(dir):

 Mustafa İslamoğlu = "Bunlar, dünya hayatında tüm yapıp ettikleri (istikametten) sapmış olan kimselerdir: oysa ki bu tipler, kendilerinin güzel ve erdemli işler yaptığını sanmaktadırlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Onlar ki, dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Ve halbuki, onlar güzel bir amel yapar olduklarını zannederler.»

 Ömer Öngüt = “Onlar ki dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar iyi yaptıklarını sanıyorlardı. ”

 Şaban Piriş = Bunlar, güzel iş yaptıkları halde, dünyadaki tüm çalışmaları boşa gitmiş olan kimselerdir.

 Sadık Türkmen = Onların dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir; oysa kendileri gerçekte iyi bir iş yaptıklarını sanıyorlar!

 Seyyid Kutub = Dünya hayatında bütün emekleri boşa gittiği halde çok iyi işler yaptıklarını sananların (kimler olduğunu size söyleyelim mi?)

 Suat Yıldırım = (103-104) De ki: "İşleri yönünden âhirette en büyük kayba uğrayanların kimler olduklarını bildireyim mi? Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları işlerin karşılıkları hep boşa gidecektir. Halbuki kendilerinin güzel güzel işler yaptıklarını sanırlar."

 Süleyman Ateş = Dünyâ hayâtında bütün çabaları boşa gitmiş olan ve kendileri de iyi iş yaptıklarını sanan kimseleri?

 Tefhim-ul Kuran = «Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.»

 Ümit Şimşek = Onların dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir; öyleyken, çok iyi bir iş yaptıklarını sanmaktadırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar sanayileşmeyi/işi hâlâ güzel yaptıklarını sanırlar.

 İskender Ali Mihr = Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.

 İlyas Yorulmaz = Onlar, yaptıkları şeylerin güzel olduklarını zannettikleri halde, hesap gününde dünya hayatında yaptıkları bütün çabaları kayıp olanlardır.