Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/102

 فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ

  Fe lev enne lenâ kerraten fe nekûne minel mu’minîn(mu’minîne).

Kelime Karşılaştırma
fe lev enne : keşke olsaydı
lenâ : bize, bizim için
kerraten : bir kere daha
fe : o zaman
nekûne : biz oluruz
min : den
el mu’minîne : mü’minler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ne olurdu bir kere daha dünyâya dönebilseydik de inananlardan olsaydık.

 Abdullah Parlıyan = Ne olurdu, o hayata bir kere daha dönebilseydik de, inananlardan olsaydık.

 Adem Uğur = Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!

 Ahmed Hulusi = "Keşke geri dönebilsek de (hakikate) iman etmenin getirisini elde etsek. "

 Ahmet Tekin = 'Ah, keşke, bizim için dünyaya bir dönüş fırsatı olabilseydi, biz de mü’minlerden olurduk.'

 Ahmet Varol = Keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da mü'minlerden olsaydık.

 Ali Bulaç = "Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik."

 Ali Fikri Yavuz = Bari bizim için geriye bir dönüş olsaydı da müminlerden olsak.”

 Ali Ünal = “Ne olur, bize bir şans daha tanınsa da dünyaya döndürülsek; o zaman mutlaka mü’minlerden oluruz!”

 Bayraktar Bayraklı = (96-102) Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

 Bekir Sadak = (96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.

 Celal Yıldırım = Ah! Eğer bir defa daha (Dünya'ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü'minlerden olurduk.

 Cemal Külünkoğlu = “Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, mü'minlerden olabilsek.”

 Diyanet İşleri (eski) = (96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.

 Diyanet Vakfi = Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!

 Edip Yüksel = 'Bir şansımız daha olsaydı da, inananlar olsaydık.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü'minlerden olsa idik

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bari bizim için geriye (dünyaya) dönme imkanı olsaydı da, mü'minlerden olsaydık.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik.»

 Gültekin Onan = "Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da inançlılardan olabilseydik."

 Harun Yıldırım = “Bizim için bir kere daha dönüş olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.”

 Hasan Basri Çantay = «Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».

 Hayrat Neşriyat = 'Buna rağmen ah keşke, bizim için hakikaten (dünyaya) bir (dönüş) daha olsa da mü’minlerden olsak!'

 İbni Kesir = Keşki bizim için geri dönüş olsa da, mü'minlerden olsak.

 Kadri Çelik = “Bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik!”

 Muhammed Esed = N'olurdu, (o hayata) bir kere daha dönebilseydik de inananlardan olsaydık!"

 Mustafa İslamoğlu = Keşke bizim için bir kez daha dönüş olsaydı da, biz de inananlardan biri olsaydık."

 Ömer Nasuhi Bilmen = «İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü'minlerden olsa idik.»

 Ömer Öngüt = “Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de inananlardan olsak!”

 Şaban Piriş = Keşke bizim bir hakkımız daha olsaydı da müminlerden oluverseydik.

 Sadık Türkmen = Şâyet bizim için bir imkân/dönüş daha olsa da, inananlardan olsak.”

 Seyyid Kutub = Ah keşki, bir daha dünyaya dönebilsek de mü'minlerden olsak.

 Suat Yıldırım = (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"

 Süleyman Ateş = "Âh keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!"

 Tefhim-ul Kuran = «Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.»

 Ümit Şimşek = 'Ne olur, bir fırsatımız daha olsa da mü'minlerden olsaydık!'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Keşke bir dönüşünüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik."

 İskender Ali Mihr = Bizim için keşke bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı, o zaman biz mü’minlerden olurduk.

 İlyas Yorulmaz = “Keşke bizim için tekrar geri dönüş olsa da, inananlardan olsak” derler.