Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/100

 لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَهُمْ فِيهَا لَا يَسْمَعُونَ

  Lehum fîhâ zefîrun ve hum fîhâ lâ yesmeûn(yesmeûne).

Kelime Karşılaştırma
lehum : onlar
fî-hâ : orada (vardır)
zefîrun : ızdıraplı inilti
ve hum : ve onlar
fî-hâ : orada
lâ yesmeûne : işitmezler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onların orada derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey işitmezler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Orada şiddetle inleyerek nefes alacak onlar ve onlar, orada hiçbir şey duymayacaklar.

 Abdullah Parlıyan = Onlar orada, inim inim inleyecekler, azabın dehşeti ve şiddeti içinde adeta sağır kesilip teselli edici hiçbir şey de işitmeyeceklerdir.

 Adem Uğur = Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.

 Ahmed Hulusi = Onlar için orada şiddetli - horultulu inleme vardır ve onlar orada (dünyadaki sağırlıklarının devamı olarak) işitmezler!

 Ahmet Tekin = Orada onlar inlerler, hiçbir şey de duymazlar, duyma organlarını kullanamazlar, hiçbir şeyden haberleri olmaz.

 Ahmet Varol = Onlara orada şiddetli inlemeler vardır ve onlar orada duymazlar.

 Ali Bulaç = Orda kendileri için, 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır. Onlar orda işitmezler de.

 Ali Fikri Yavuz = Öyle ki, o putlara tapanların, orada iniltileri vardır, ve onlar orada hiç bir merhamet sesi duymazlar.

 Ali Ünal = İnim inim iniltidir Cehennem’de onları bekleyen; ve (dünyada kulaklarını Allah’ın âyetlerine kapamalarının cezası olarak) orada (kendilerine yarayacak) hiçbir şey duymayacaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Cehennemde onlara inim inim inlemek düşer. Onlar orada hiçbir şey işitmezler.

 Bekir Sadak = Orada onlara ah etmek vardir; birsey de isitemezler.

 Celal Yıldırım = Onlara, orada ah, vah edip inlemek vardır ve orada bir şey de işitmiyeceklerdir.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar için orada bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada hiçbir şey duymayacaklardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Orada onlara ah etmek vardır; birşey de işitemezler.

 Diyanet Vakfi = Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.

 Edip Yüksel = Onlar için orada iç çekip inlemek vardır; hiç bir şey de işitemezler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Öyle ki onların orada bir zefîri var, bunlar da orada iken işitmiyecekler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onların orada öyle bir iç çekişleri var ki, tapılanlar orada oldukları halde işitmezler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada (sağır olup) bir şey de işitemezler.

 Gültekin Onan = Orda kendileri için 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır. Onlar orda işitmezler de.

 Harun Yıldırım = Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.

 Hasan Basri Çantay = Orada (hakları) inim inim inlemekdir onların (tapılanların). Bunlar orada da (sağır olub bir şey) duymayacaklardır.

 Hayrat Neşriyat = Onlar için orada inim inim inlemek vardır. Ve onlar orada (hiçbir şey)işitmezler.

 İbni Kesir = Onlar için orada bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada hiçbir şey duymayacaklardır.

 Kadri Çelik = Orada onlara ah etmek vardır; birşey de işitemezler.

 Muhammed Esed = Orada onların payına ah edip inlemek düşecek; ve orada (başka) bir şey işitmeyecekler.

 Mustafa İslamoğlu = orada onların payına inim inim inlemek düşecek; ve onlar orada (iniltiden başka bir ses) duymayacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar için orada gayet şiddetli bir nefes alma vardır ve onlar orada (hiçbir şey) işitemezler.

 Ömer Öngüt = Onların orada bir nefes vermeleri var ki! Bir şey de işitmeyeceklerdir.

 Şaban Piriş = Orada inim inim inleyecekler ve hiçbir şey işitmeyeceklerdir.

 Sadık Türkmen = Orada, onlar için bir inleme vardır. Onlar orada, hiçbir şey duymazlar.

 Seyyid Kutub = Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.

 Suat Yıldırım = Onlar orada inim inim inleyecekler, kendilerini sevindirecek hiçbir haber de işitmeyeceklerdir.

 Süleyman Ateş = Onlar için bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada (azâbın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.

 Tefhim-ul Kuran = Orda kendileri için, 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır. Onlar orda işitmezler de.

 Ümit Şimşek = Orada onlar için dehşetli bir inleyiş vardır; başka birşey de işitmezler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar için orada derin bir iç çekiş var. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler.

 İskender Ali Mihr = Onlar, orada (ızdırap ile) inlerler. Ve onlar, orada (bir şey) işitmezler.

 İlyas Yorulmaz = Onlar ateşin içinde acıdan inleyip duracaklar ve orada iniltiden başka bir şey işitmeyecekler.