Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/10

 إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

  İllâ men hatıfel hatfete fe etbeahu şihâbun sâkibun.

Kelime Karşılaştırma
illâ : ancak, başka
men : kim, kimse
hatıfe : kaptı, kaçtı
el hatfete : kapmak, kaçmak
fe : o zaman, o taktirde
etbea-hu : ona tâbî olur, ona ulaşır
şihâbun : yakıcı alev
sâkibun : delip geçen, kayıp giden
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ancak hırsızlama bir söz duyan olursa hemen onun ardından da aydınlatıcı ve delip geçen bir ateştir atılır, onu yakar.

 Abdullah Parlıyan = Ancak meleklerin konuşmalarından hırsızlama bir söz kapan olursa, hemen onun ardından da delici ve yakıcı bir ateş, ona peşinden yetişir ve onu yakar.

 Adem Uğur = Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

 Ahmed Hulusi = Ancak bir söz kapan olursa, bu yüzden onu yakıcı bir alev takip eder.

 Ahmet Tekin = Ancak bilgi sızdıranlar, uzaya kulak verip bilgi hırsızlığı yapanlar var. Hiç fırsat vermeden, gökten yere doğru delip geçen kor halinde düşen gök cisimleri, alevler, gök mermileri onların peşlerini bırakmaz, işlerini bitirir.

 Ahmet Varol = Ancak bir (söz) çalıp kapan olursa onu da parlak bir ateş izler.

 Ali Bulaç = Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

 Ali Fikri Yavuz = Ancak (o şeytanlar içinden, meleklerin sözünü) bir çalıb kapan olur. Onu da yakan parlak bir yıldız tâkib eder.

 Ali Ünal = Şu kadar ki, içlerinden biri bir söz kırıntısı hırsızlayacak olsa, onu da derhal yakıcı ve delici bir meteor kovalar (ve yok eder).

 Bayraktar Bayraklı = Yüce konseyden/topluluktan bir söz kapan olursa, onu da delice bir alev izler.

 Bekir Sadak = Hele bir tek soz kapan olsun; delici bir alev onun pesine dusuverir.

 Celal Yıldırım = Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır.

 Cemal Külünkoğlu = Eğer (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

 Diyanet İşleri (eski) = Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir.

 Diyanet Vakfi = Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

 Edip Yüksel = Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ancak bir çalıp çarpan (olursa), onunda peşine delip geçen bir ateş takılır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.

 Gültekin Onan = Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

 Harun Yıldırım = Ancak bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

 Hasan Basri Çantay = Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta'kıyb etmişdir.

 Hayrat Neşriyat = Ancak bir söz kapan olursa, onu da delici, alevli bir yıldız ta'kib eder.

 İbni Kesir = Ancak çalıp çırpan olursa; onu da hemen delip geçen yakıcı bir alev takib eder.

 Kadri Çelik = Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

 Muhammed Esed = ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.

 Mustafa İslamoğlu = ancak bir (bilgi) kırıntısı kapanlar olursa, onlar da delik deşik eden bir ateş korunun pençesine düşsünler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir.

 Ömer Öngüt = Hele bir tek söz kapan olursa delici bir alev onun peşine düşüverir.

 Şaban Piriş = Ancak, tek bir söz kapan olursa, hemen onu delip geçen bir alev takip eder.

 Sadık Türkmen = Ancak, (bir söz) kapan olursa, derhal peşine delip geçen yakıcı bir alev topu takılır.

 Seyyid Kutub = Ancak meleklerin konuşmalarından bir sözü kapan olursa, onu da delen ve yakan alevli yıldızlar takip eder.

 Suat Yıldırım = Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.

 Süleyman Ateş = Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler.

 Tefhim-ul Kuran = Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

 Ümit Şimşek = Ancak kulak hırsızlığıyla birşey kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yüce konseyden bir söz çalıp çarpan olabilirse de onun peşine hemen delici, alevli bir yıldız takılır.

 İskender Ali Mihr = Ancak kim bir söz kapıp kaçarsa, o taktirde kayıp giden yakıcı bir alev onu takip eder (ona ulaşır, yok eder).

 İlyas Yorulmaz = Ancak kim bir bilgi aldığını iddia ederse, parlak bir alev onun peşindedir (cehenneme adaydır).