Sonraki Ayet  
71. Sûre Nûh/1

 إِنَّا أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ أَنْ أَنذِرْ قَوْمَكَ مِن قَبْلِ أَن يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

  İnnâ erselnâ nûhan ilâ kavmihî en enzir kavmeke min kabli en ye’tiyehum azâbun elîm(elîmun).

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki biz
erselnâ : biz gönderdik
nûhan : Nuh
ilâ kavmi-hî : kendi kavmine
en enzir : uyarması
kavme-ke : senin kavmin, kavmini
min kabli : önceden, önce
en ye’tiye-hum : onlara gelmesi
azâbun : azap
elîmun : elîm, acı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki biz, onlara elemli bir azap gelmeden korkut kavmini diye göndermiştik Nûh'u, kavmine.

 Abdullah Parlıyan = Biz Nuh'u kendi toplumuna göndererek, başlarına şiddetli biz azap gelmeden halkını uyar diye emretmiştik.

 Adem Uğur = Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki biz Nuh'u: "Kendilerine feci bir azap gelmeden önce kavmini uyar" diye, halkına irsâl ettik.

 Ahmet Tekin = Nûh’u, kavmine peygamberlik göreviyle özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik.'Kendilerine can yakıp inleten müthiş bir azap gelmeden önce, kavmini uyar.' dedik.

 Ahmet Varol = Doğrusu biz Nuh'u: 'Kavmini, kendilerine acıklı azap gelmeden önce uyar' diye kavmine gönderdik.

 Ali Bulaç = Şüphesiz, biz Nuh'u; "Kavmini, onlara acı bir azab gelmeden evvel uyar" diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, Nûh’u kavmine gönderdik: “-Kavmine acıklı bir azab gelmezden önce onları korkut” diye...

 Ali Ünal = Nuh’u, “Pek acı bir azap başlarına gelmeden önce halkını uyar!” diye kavmine rasûl olarak gönderdik.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz biz Nûh'u, kendilerine acıklı bir azap gelmeden önce toplumunu uyarması için toplumuna peygamber olarak gönderdik. [678][679]

 Bekir Sadak = «illetine can yakici bir azap gelmezden once onlari uyar» diye Nuh'u milletine gonderdik.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki biz, Nuh'u kendi milletine peygamber olarak gönderdik de, elem verici bir azâb gelmeden önce onları uyar, (dedik).

 Cemal Külünkoğlu = Doğrusu biz Nuh'u, “Kendilerine can yakıcı bir azap gelmezden önce milletini uyarsın” diye kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Milletine can yakıcı bir azap gelmezden önce onları uyar' diye Nuh'u milletine gönderdik.

 Diyanet Vakfi = Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.

 Edip Yüksel = 'Kendilerine acı azap gelmezden önce halkını uyar,' diye Nuh'u halkına gönderdik.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Haberiniz olsun ki biz Nuhu kavmına gönderdik, kavmını inzar et diye, gelmezden evvel onlara bir azâbı elîm

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Haberiniz olsun ki, Biz Nuh'u: «Kendilerine elim bir azap gelmeden önce kavmini uyar!» diye kavmine gönderdik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, «kavmine acı bir azap gelmezden önce onları uyar» diye.

 Gültekin Onan = Şüphesiz biz Nuh'u; "Kavmini onlara acı bir azab gelmeden evvel uyar" diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

 Harun Yıldırım = Şüphesiz biz Nuh’u kavmine: “Kendilerine can yakıcı bir azab gelmeden evvel kavmini uyar!” diye gönderdik.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat, biz Nuuhu kavmine gönderdik. «Kendilerine elem verici bir azâb gelmezden evvel kavmini (onunla) korkut» diye.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki biz Nûh’u kavmine: 'Kendilerine çok elemli bir azab gelmeden önce, kavmini korkut!' diye gönderdik.

 İbni Kesir = Doğrusu Biz; Nuh'u kavmine gönderdik. Kendilerine elim bir azab gelmezden önce kavmini uyar, diye.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz biz Nuh'u, “Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyarıp korkut” diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

 Muhammed Esed = Biz Nuh'u kendi toplumuna göndererek "Başlarına şiddetli bir azap gelmeden halkını uyar!" diye (emrettik).

 Mustafa İslamoğlu = Biz Nuh'u kendi halkına gönderdik; "Başlarına elim bir azap gelmezden önce halkını uyar!" (dedik).

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, Nûh'u kavmine gönderdik, kendilerine bir elîm azap gelmeden evvel kavmini korkut diye.

 Ömer Öngüt = Kendilerine yakıcı bir azap gelmezden önce kavmini uyar diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.

 Şaban Piriş = Kendilerine acı bir azap gelmeden önce kavmini uyar diye Nuh’u kavmine göndermiştik.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz biz Nuh’u, “Kendilerine acı bir azap yetişmeden önce, halkını uyar” diye kavmine gönderdik.

 Seyyid Kutub = Milletine can yakıcı bir azab gelmezden önce onları uyar diye Nuh'u milletine peygamber olarak gönderdik.

 Suat Yıldırım = Biz Nûh’u kendi milletine peygamber olarak gönderip: "Gayet acı bir azap başlarına gelip çatmadan önce halkını uyar!" dedik.

 Süleyman Ateş = Biz Nûh'u kavmine gönderdik: "Onlara acı bir azâb gelmezden önce kavmini uyar," diye.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, biz Nuh'u; «Kavmini, onlara acı bir azab gelmeden evvel uyarıp korkut» diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

 Ümit Şimşek = 'Başlarına acı bir azap gelmeden önce onları uyar' diye, Biz Nuh'u kavmine gönderdik.

 Yaşar Nuri Öztürk = Biz, Nûh'u, "Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine gönderdik.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Biz, Hz. Nuh’u kendi kavmine: “Kavmini onlara, elîm azap gelmeden önce uyar.” diye (resûl olarak) gönderdik.

 İlyas Yorulmaz = Acıklı bir azap gelmeden önce kavmini uyar diye, Nuh’u kendi toplumuna elçi olarak gönderdik.