Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/1

 اقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ مَّعْرِضُونَ

  Ikterabe lin nâsi hisâbuhum ve hum fî gafletin mu’ridûn(mu’ridûne).

Kelime Karşılaştırma
ıkterebe(karibun) : yaklaştı
li en nâsi : insanlar için
hisâbu-hum : onların hesabı, hesap vermesi, hesaba çekilmesi
ve hum : ve onlar
fî gafletin : gaflet içinde
mu’ridûne : yüz çevirenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İnsanların hesap günü yaklaştı da hâlâ onlar gaflet içinde, yüz çevirmedeler.

 Abdullah Parlıyan = İnsanların hesap verme anı yaklaştığı halde, onlar bundan yüz çeviriyorlar.

 Adem Uğur = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.

 Ahmed Hulusi = İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir hâldeler!

 Ahmet Tekin = İnsanların hesaba çekilme günü yaklaştı. Onlar hâlâ gaflet içinde, Kur’ân öğrenimine, Kur’ân öğretimine, İslâm’ı tebliğe, Kur’ân ilkelerinin yaşanmasına engel tedbirler alıyorlar, şeriattan yüz çeviriyorlar.

 Ahmet Varol = İnsanların hesapları yaklaştı. Oysa onlar gaflet içinde, yüz çevirmektedirler.

 Ali Bulaç = İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

 Ali Fikri Yavuz = İnsanların hesab vakti (kıyamet günü) yaklaştı. Onlar ise, halâ bundan gaflette, yan çizib aldırmıyorlar.

 Ali Ünal = İnsanlar için hesap verme vakti yaklaştı, fakat onlar halâ koyu bir gaflet ve umursamazlık içinde dalmış gidiyorlar.

 Bayraktar Bayraklı = İnsanların hesapları yaklaştı; fakat onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.[323]

 Bekir Sadak = insanlarin hesap gorme zamani yaklasti, fakat onlar hala habersiz, hakdan yuz ceviriyorlar.

 Celal Yıldırım = İnsanların hesap verme (günü) yaklaştı; onlar hâlâ gaflet içinde (Hak'tan) yüzçevirirler.

 Cemal Külünkoğlu = İnsanlar için hesap görme vakti yaklaştığı halde onlar hâlâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.

 Diyanet İşleri (eski) = İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hala habersiz, hakdan yüz çeviriyorlar.

 Diyanet Vakfi = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.

 Edip Yüksel = İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hâlâ bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yaklaştı nâsa hisabları onlar ise hâlâ gaflette aldırmıyorlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İnsanlara hesap zamanı yaklaştı. Onlar ise hala gaflet içinde aldırmıyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İnsanların hesab (görme) zamanı yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldırmıyorlar.

 Gültekin Onan = İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

 Harun Yıldırım = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.

 Hasan Basri Çantay = İnsanların hesâb (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haalâ) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler.

 Hayrat Neşriyat = İnsanlara hesabları yaklaştı; fakat onlar (hâlâ) gaflet içinde (o güne îmân ile hazırlanmaktan) yüz çeviren kimselerdir.

 İbni Kesir = İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

 Kadri Çelik = İnsanların sorgulaması yakınlaştı, kendileri ise bir gaflet içinde yüz çevirmektedirler.

 Muhammed Esed = İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar.

 Mustafa İslamoğlu = İnsanlar için yaptıklarının hesabını verme vakti oldukça yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içerisinde (bu gerçeğe) sırt çeviriyorlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Nâsa hesapları yaklaştı. Halbuki, onlar gaflet içinde yüz çevirir kimselerdir.

 Ömer Öngüt = İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hâlâ gaflet içindedirler.

 Şaban Piriş = İnsanların hesabı yaklaşmış olmasına rağmen onlar, gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

 Sadık Türkmen = Insanlarin hesapları yaklaştı, oysa onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.

 Seyyid Kutub = İnsanların hesap verme günü yaklaştığı halde onlar halâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.

 Suat Yıldırım = İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hâlâ koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler.

 Süleyman Ateş = İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.

 Tefhim-ul Kuran = İnsanların sorgulaması yakınlaştı, kendileri ise bir gaflet içinde yüz çevirmektedirler.

 Ümit Şimşek = Hesapları yaklaştı; ama insanlar hâlâ gaflette, aldırmıyorlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar.

 İskender Ali Mihr = İnsanlar için hesap vakti yaklaştı. Ve onlar, gaflet içinde yüz çevirenlerdir.

 İlyas Yorulmaz = İnsanlar ve gaflet içinde (Rablerinin uyarılarına) yüz çevirmiş iken, hesap saatleri yaklaşmıştır.